YAZAR : Muallim Naci KATEGORİ : EDEBİYAT YAYINCI : Büyüyen Ay Yayınları
Kültürler Kavşağında Edebiyat ve Hikmet Arap, Fars ve Batı edebiyatından seçme metinlerin Muallim Naci tarafından yapılan tercümelerini bir araya getiriyor. Bu tercümeleri meydana getiren metinler üç farklı kültürü edebiyat ve hikmet potasında bütünleştiriyor. Ahlâka hizmet eden edebiyatın, hikmete dönüştüğü bu evrensel örnekler edebiyatın birleştirici gücünü ortaya koyuyorlar. Öyle ki her mısra, her cümle insan varoluşunun duyarlılık alanlarını yapılan birer keşif örneği ve insanlığın edebiyat yoluyla oluşturduğu ortak tecrübeler hazinesi. Bu örnekleri seçen, tercüme eden ve açıklayan Muallim Naci, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ifadesiyle "hakimane mantık ve heyecana…” sahip "kuvvetli bir dil ve pürüzsüz anlatımın” üstadı. Ve "unutulmuş zevkleri tazeleyen… edebiyatımızın büyük sütunlarından ve kelama haysiyet kazandıran…” bir aydın. Kültürler Kavşağında Edebiyat ve Hikmet "Türkçeyi bulan ve ona inanan" Muallim Naci’nin yetkin anlatımı ile okurla buluşuyor. Adeta hakikatin farklı görünümleri aynı kavşakta buluşuyorlar.
YAZAR : Haluk Nurbaki KATEGORİ : DİN YAYINCI : Damla Yayınları
Rahman, Vakıa, Necm ve Hadid surelerinin bilimsel ve ilahi sırlarını açıklayan yorumlardan oluşmaktadır.
YAZAR : Nizamülmülk KATEGORİ : DÜŞÜNCE YAYINCI : İş Bankası Kültür
Nizamü'l-Mülk ( 1018-1092 ): Selçuklu sultanları Alparslan ve Melikşah’ın veziri olarak otuz yıl boyunca devlet yönetiminde söz sahibi oldu, görüşleriyle sultanların kararlarını etkiledi. Siyasi bir suikasta kurban gitmesinden kısa bir süre önce hükümdarlık sanatı konusunda düşüncelerini kaleme aldı. Melikşah’ın devlet yönetimi hakkında kapsamlı bir rapor istemesi üzerine yazılan Siyasetname, Nizamü’l-Mülk’ün devlet adamı olarak deneyimlerini aktardığı bir el kitabı olmasının yanı sıra, edebi değeriyle de yüzyıllardır dikkati çeken bir eserdir.
YAZAR : Mustafa Uluçay KATEGORİ : ÇOCUK YAYINCI : UĞURBÖCEĞİ YAYINLARI
Nasreddin Hoca; bir kadı, bir hoca, bir imam. Gerçekleri mecazlarla, nüktelerle söylemiş bir alim. Heyhat! Mecazdan hakikate nüfuz edemeyenler, onu bir komedyen haline getirmişler. Tarihçiler, Nasreddin Hoca'ya isnat edilen pek çok fıkranın sonradan uydurulduğunda hemfikirdir. Elinizdeki kitaplar: En sağlam kaynaklardan hassasiyetle seçilmiş, Nasreddin Hoca'nın, bir "medrese hocası" olarak ilmi şahsiyetine, bir "cami imamı" olarak manevi şahsiyetine, bir "kadı" olarak hakim ve adil şahsiyetine uygun; fıkraların "nükte", kıssaların "hisse", masalların "mesel" arka planına işaret eden, olayların hikaye tekniği ve tiyatral bir üslupla anlatıldığı, latife, nükte ve kıssalardan ibarettir. Bu kitapların yegane gayesi, Nasreddin Hocamızı gerçek tarihi ve manevi şahsiyetiyle tanıtmaktır.
YAZAR : Cemal Şakar KATEGORİ : EDEBİYAT YAYINCI : ketebe
40 Soruda Türk Öyküsü’nde öncelikle öyküye dair kavramsal bir çerçeve çizmeye çalışırken, ülkemizzde çokça tartışılan ve hala gündeme gelen öykü-hikaya ayrımına da değindik.Öykü tarihimiz ve dönemlerin genel özelliklerinin yanında, ilk dönemden bugünlere kadar öykü türünün kurucularına ve ona ciddi anlamda katkı verenlere özel sayfalar ayırmaya çalıştık. Gelenek, modernite ve postmodernite gibi meselelerin hem tematik hem de biçimsel olarak öykümüz üzerindeki etkilerine ve öykünün kendine has biçimsel-tematik problemlerine değinmeyi gözettik.Toplumsal süreçlerle,dil ve kültürle,aynı zamanda yazarın dünya görüşleriyle öykü arasındaki etkileşim de tartışmalarımızın arasında yer alsın istedik. Günümüz öyküsünün genel eğilimlerine kadar getirmeye çalıştığımız bu kitapta, Türk öyküsüne dair bir fotoğraf verdiğimizi düşünüyoruz.
YAZAR : Kemal Karpat KATEGORİ : TARİH YAYINCI : Timaş Yayınları
Edebiyat toplumsal olguları yansıtması açısından her zaman değerli bir sosyolojik araç olmuştur. Edebiyat sayesinde toplumu doğrudan gözlemlemek yerine, onu kavramada dâhiyane bir yeteneğe sahip olan edebiyatçının yansıttıkları üzerinden şaşırtıcı varsayımlara ulaşabiliriz. Özellikle toplumsal tarih çalışmalarında ancak edebî metinler sayesinde geçmişte yaşanmış sosyal ilişkilileri, olayları ve yapıları betimleme şansımız olur.Edebiyatın toplumla olan ilişkisi bununla sınırlı değildir. Edebiyatın bizzat kendisi tarihin çeşitli dönemlerinde toplumsal dönüşümün ana motiflerinden biri olmuştur. Fransız İhtilali'nden Bolşevik Devrimi'ne, faşist rejimlerin ortaya çıkışından 68 olaylarına kalemin toplumu dönüştürmede önemli bir rol oynadığını görürüz. Bugün Türk toplumunun yaşadığı tarihsel değişime ışık tutmak istediğimizde edebiyat bizim için en önemli anahtar haline gelir. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışından Cumhuriyet'in kuruluşuna dek yaşanan süreç, toplumsal sancılar; Tanzimat Edebiyatı, Millî Mücadele dönemi Edebiyatı derinlemesine incelenmeden tahlil edilemez.Tüm bunlarla birlikte Türkiye'de edebiyat akımlarının ortaya çıkış şekillerinin Türk toplum yapısının dönüşümüyle paralellik arz ettiğini görürüz. Örneğin roman, ancak belirli ölçülerde, Batılı anlamda orta sınıf tanımına uyan bir kitlenin palazlanmasıyla güçlenmiştir. Türkiye'de büyük göç dalgası öncesi önemli bir toplumsallık arz eden köy yaşantısı köy edebiyatını ortaya çıkarmıştır. Kentleşmeyle birlikte ortaya çıkan yabancılaşma ve yeni toplumsal sorunlar Garip Akımı'nı doğurmuştur. Bunlar gibi sayabileceğimiz sayısız örnek Türkiye'de de edebiyat ve toplumun etle tırnak gibi birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini gösterir.Ancak edebiyatın toplum ile kurduğu bu yakın ilişki ve bunun sonucunda sunduğu sosyolojik zenginlik edebiyat eserini asıl amacı olan sanatsal kaygısından saptırmamalıdır. Bir edebî eserinin toplumsal yönü ne kadar güçlü olursa olsun eserin var oluşunun ön koşulu sanatsal ifadesidir.Dünya çapında şöhrete sahip, en önemli tarihçi ve sosyal bilimcilerimizden biri olan Prof. Dr. Kemal Karpat Osmanlı'dan Günümüze Edebiyat ve Toplum'da bu iki temel kaygıyı göz önünde bulundurarak edebiyat aracılığıyla Türk toplum yapısının tarihsel süreç içerisinde farklı bir resmini çiziyor. Türk dili ve edebiyatıyla ilgili olarak şaşırtıcı bilgiler verirken yaptığı analizlerle okuyucuyu çok farklı perspektiflerden sosyolojik bir okuma yapmaya teşvik ediyor. Türkiye'de toplum ve edebiyat ilişkisi üzerine henüz güçlü bir literatürün oluşmadığı göz önünde bulundurulduğunda Karpat'ın bu eseri alanında eşsiz bir başvuru kaynağı haline geliyor.
YAZAR : Enis Batur KATEGORİ : KÜLTÜR YAYINCI : Sel Yayıncılık
Enis Batur, "özel ansiklopedi"sinin ilk ürünlerini gazete ve dergilerde yayımlamaya 1984’te başladı; o dönemde kullandığı genel üst-başlık, "İnsanlar, Sokaklar ve Şeyler", bir bakıma tasarısının, girişiminin ana odaklarını gösteren bir anahtar olma niteliği taşıyordu. Kitaptan kitaba hem genişleyen, hem de netleşen bu haritada mekanlara ve eşyaya dikkat kesilmeyi sürdüren yazar, insanı, yarattığı adanın nüfus sayımında farklı özellikleriyle kuşatmaya yöneldi. Özel Ansiklopedi’nin bu yeni cildi, Enis Batur’un seçtiği kırkdört bireyin karakalemle yapılmış, gölgeleri özenle işlenmiş portrelerini içeriyor: Mahşer kalabalığından ayrılmış tenha bir kavim. "Gerçekte, kimse kimseyi tanıyamaz" diyor yazar: "Ama, her zaman ayırırsak, insana yaklaşabilir, hatta ona dokunabiliriz."
YAZAR : Cihan Aktaş KATEGORİ : EDEBİYAT YAYINCI : İz Yayıncılık
Gerçekçi ve gerçekli hikâye dünyasının öne çıkan isimlerinden Cihan Aktaş Son Büyülü Günler’de "kaybolmuş ışığı" arayan kahramanlarıyla karşımızda. Bireysellikle toplumsallığı harmanlayan bir duyarlığı var Aktaş'ın. Kadın erkek ilişkilerinden evlilik sorunlarına; ev yaşamındaki ince ayrıntılardan toplumsal ilişkilere varan geniş bir yelpazede kadının konumunu hikâyeleştirmekte Son Büyülü Günler. Yazarın kullandığı, kişisel olan kaygının ve maceranın özünde toplumsal olduğunu düşündüğünü kanıtlayan iç içe anlatım tekniği, bir anlatım zenginliği olarak da karşımıza çıkıyor.
YAZAR : Orhan Kemal KATEGORİ : EDEBİYAT YAYINCI : Everest Yayınları
Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden biri olan Orhan Kemal’in başyapıtlarından biri olan 72. Koğuş, insan haysiyetinin düşebileceği en dipsiz kuyunun hikâyesidir Tüm yapıtlarında her şeye rağmen insana olan inancını ve sevgisini korumuş olan Orhan Kemal, bu derin çukura yuvarlanmış olan insanların, en yakınını bile üç kuruşa vurabilecek kadar alçalmış olanların dünyasını bir koğuşun karanlığında anlatırken bile direnişin sesini duyuruyor okurlarına. Alçalışın bile yok edemeyeceği insanlık onurunu dile getiriyor. Orhan Kemal'in kitapları bîr okurum hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz kakır, çok az yazar okurunu onun kadar biçimlendirir. Orhan Kemal umudu ve aydınlığı yeniden kazanmamız için yol gösterir bize. Orhan Kemal'in kitapları bîr okurum hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz kakır, çok az yazar okurunu onun kadar biçimlendirir.